Altın gibi yayla Altınyayla
Taşına toprağına bal dök yala
Andırın güneyde Göksun kuzeyimizde
Kılıç değil kalem var elimizde
Geçimimiz tarımla hayvancılık
Yaşlı genç sevmeyiz avaralık
Buğday meke turp pancar üretiriz
Bazlama tereyağ çökelek tüketiriz
Tırşik tarhana kömbe yemeğimiz
Boşa gitmez hiçbir emeğimiz
Süt yoğurt ayranımız boldur
Tasa bardağa bol bol doldur
Bereket getirir kör sulu deresi
Cennet köyümüz değilse neresi
Hastada cenazemizde birlik oluruz
Hasmın karşısında dimdik dururuz
Geleneği göreneğiyle tam bir Türk Yurdu
En yaşlımız en bilgemiz Karaca Durdu
İdirisle Bebek Önceki Muhtarımız
Ülkenin her yerinde var itibarımız
Yeni muhtarımız oldu Arap Cuma
Her zaman hocamızdır Kötü Cuma
Aile Birlik başkanı Gabaz Yunus
Köyümün girişinde Tırşik Yunus
Süpürgeleri bağlamış Muhsin emmi
Arada içiyor çayı aldırmış da demi
Türkü de söyler Aydınlı Kızı Emine
Kınada yakar yeni gelinlerin eline
Sevenleri ayırmak yazmaz Kitabımızda
Kötülük hasetlik fesatlık yok aklımızda
Dokuz oğlan bir kız çocuklu Daş Omar
Ökkeş oğlu Ökkeşin babası Ökkeş Omar
Börkü yok emmi oğlu adı Börklü Ali
Hiç yerinde durmuyor Durmuş Ali
Lütfü Güvercin Köyümüzün gülü
Düğünler yaparız halaylı türkülü
Okul Müdürümüz Mahmut Kaya
Okulumuzu çıkaracak uzaya
Fedakar cefakar öğretmenlerimiz
Onlar bizim canımız ciğerimiz
Lojman gibidir Çalık Osman’ın evi
Yabana el vermek hepimizin görevi
Uyarır bizi kalk da namaza git
Cami imamımız Yusuf Yiğit
Sağlık evinde Ebemiz Hatice Güldür
Bizi hastalık değil unutulmak öldürür
En maharetli ustamız Abdil Cura
Her şeyi tamir eder çekici vura vura
Dolmuşçularımız Cuma Tahir
Bizi Andırına götürür getirir.
Ötekiler Üzeyir Ömer Kenan
Yolcu taşımaya hazır her an
Parmak Peynir üretir Yaşar Öksüz
Öteki fabrikatörümüz Arefe Gürbüz
En uzunumuz Kiraz Aliyle Uzun Hasan
En zenginimiz Paralı Hüseyinle Paralı Hasan
Aydınlı Hacı Ahmet Emin Veli Musa
Kız aldık kız verdik çekmedik tasa
Kültürlü çoban, Avşaroğlu Zeynel Ahmet
Sanki hiç yaşlanmayacak Tavşan Ahmet
Memiş İdris Kiraz Cuma Niyazi kamyoncu
Hacı Omar Arefe Sel Zeynelli Koyuncu
Her iş gelir Esef Mehmet’in elinden
Kurtulamazsın Haşim ’in dilinden
Tapaçlılar Keller Küller Karalaklılar
Bizimle yaşanır en güzel dostluklar
Tarihçi Mustul Ali plakacı Durmuş Ali
Çocuk okutmak için çalışır Gözlük Ali
Tahsin Necip Kadir toplar sütümüzü
Doğal gıdalardan alırız gücümüzü
Sucumuz Memiş değirmencimiz Kahraman
Kahramanlık bize dedemizden armağan
Köyümüzün asıl bekçisi Durnacık Durdu
Hocanın Kasım tek atışta üç tavşan vurdu
Malı mülkü azda olsa ağadır Kır Hacı
Ayrılık gayrılık bilmeyiz çekmeyiz acı
Oğlum hakim öğretmen der Ali Efendi Isak
Keşke hepimiz okusak cahil kalmasak
Bizler Sarı Niyazi, İsmet, Gül Ali, Cin Ali
Okula camiye hizmete hazır bütün ahali
Üçkağıtçı masaj aleti vermiş geri almamış
Hösiyn Bey iki arada bir derede kalmış
Necati Osmaniye, Çoban Mehmet Almanyada
Bilal Emmi İstanbul, Bekir Antalyada
KÖYÜM
Yeşil gelinlik üstünde sarı çiçekler
Bilmemki köyümde kim kimi bekler
Saçları belinde on beşli kızlar
Yakışmış elbisen çıkarma artık
Hacı leylek gelmiş çayırlarına
Serin bir rüzgar eser, süzülür kollarında
Selvi boylu kızları geçip karşında
Ağlarsa gelinligini çıkarma artık ne olur
Tozlu yollarında kalkan tozlara
Üstüne gelip yağan yağmura
İçinde ötüşen, uçan kuşlara
meskensin bükme boynunu ne olur
Haziranda içinde kar saklayan inlerin
Menevşeli, sümbüllü o pancarlı tepelerin
Beş yaşında baglayıp mezarda sevgilerin
Vatansın sen köyüm hep gül ne olur.. .
Ertuğrul YAYCI